25 Ekim Cuma Hutbesi ve cuma namazı vakıf mescidimizde Mustafa İslamoğlu Hocamızın katılımıyla gerçekleşti.
Gerçek Alim, kendi yaşadığı toplum ve zamanın problemlerine ışık tutar, kafa yorar ve problemlerin çözümüne dair tavsiyelerde bulunur. Hocamız da hutbesinde yaşadığı toplum ve zamanın gereksinimlerine ilişkin Kur’an ışığında tavsiyelerde bulunmaya çalıştı.

Hutbeden bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istedik:
” Dünümüz, günümüz ve meçhul sonumuz mübarek olsun. Rabbimiz bizi burada topladığı gibi 8 milyarlık insanlık ailemizi adaletin, hakikatin, ehliyyetin, liyakatin ,insaniyyetin, kalitenin evinde, mekanında, makamında toplasın inşallah.
Bugün Hutbem Maide suresi 57.ayet, Hutbemin Konusu; Kur’an’da Müslim Gayr-ı Müslim İlişkileri

Yahudi ve Hristiyanları ne yapalım ?
Kur’an Yahudileşmiş israiloğullarından söz eder. Zira Hz. Musa Yahudi değildi,bir İslam peygamberiydi ve tebliğ ettiği din de Musevi İslamıdır.Tüm Peygamberler aynı dinin,yani İslamın,barış dininin peygamberleridirler. Dolayısıyla tüm peygamberlerin inananları güvenen ve güvenilen insanlardır. Onlar her çağda birbirlerinin kardeşidir.
Peki nedir kavga ?
– Onları tanımlarken Kur’an, kendilerinin diğer milletlerden üstün gördüğünü kınayarak zikreder.Onlar ; “Allah’ın ahbablarıyız, sevgilileriyiz, dostlarıyız, oğullarıyız”, biz kurtulduk” derler. Onuda Kur’an haber verir bize, dolayısıyla torpil oradan başlar ve Kur’an onların bu tavrını küstahlık ve kibir olarak niteler.
Benzer ifadeyi Hristiyanlarda ;” İsa’nın inayeti olmadan cennete girilmez ve cennet İsa’yı kayıtsız şartsız sevenler içindir” derler. Onun için kilisenin ilk sloganı; kurtuluştur. Ebedi bir kurtuluş. Yani Tanrı’nın elinden bile kurtarır.
Peki bunu nasıl karşıladı Kur’an?
– Kur’an: “Onların bu kibir ve küstahlıkları onlarda kalsaydı iyiydi.” Bu küstahlıktır ve kibirdir.
Maalesef kendilerini Müslüman gören kütleler de aynı Yahudi ve Hristiyanların hastalığına tutuldular ve onlarda kendilerinden önce kınanan Yahudi ve Hristiyanların yaptıklarını yaptılar. Bizden olmayana kurtuluş, cennet yok. Müşrikler de öyle demiyorlar mıydı? – “Kâbenin sahipleriyiz,İbrahim’in oğullarıyız, çocuklarıyız” dediler.”Biz İbrahim’in yolundan gidiyoruz Sen kimin yolundan gidiyorsun ?” dediler. Kendilerini kurtulmuş zannediyorlardı.
*Kur’an diyor ki; “Siz hiç bir zümreye toptan yaklaşmayın, kategorik yaklaşmayın !”Kategorik yaklaşan zulüm üretir.

Kategorik akıl nedir ? – Ya toptan süpürüp atar ya da toptan süpürüp alır. Kur’an analitik akla davet eder kategorik aklı reddeder.Yani elmanın kurdu varsa kurdu elmadan ayırır. Tamamını çöpe at demez. Biz seçiyoruz, ayıklıyoruz. Mesela domuz seçmez, domuz sınır tanımaz sınırsızdır… Domuz üzerinden verilen ahlaki mesaj şudur: Ey insanoğlu, sözlerini seçerek konuş aklına geleni söylemek ağzın domuzluğudur, duyduğun herşeye inanma inanırsan bu kulağın domuzluğudur, aklına esen herşeyi yapma eylemde domuzlaşırsın.. Aklınla ölç tart, seç yani. Kur’an aklı analitik akıldır, analiz eder, ayırır, seçer.
*Mümtehine 8-9. ayetlerin içeriğinden bahsedicem. ” Sizi yurdunuzdan çıkarmayan, sizinle din savaşları yapmayan kimselerle, bunlar müşrikte olsa Yahudi, Hristiyan..da olsa onlarla iyi geçinmekten Allah sizi men etmez. İşte bu yüzdendir ki İslam, kimlik değil kişiliktir, davranıştır, ahlaktır derim.Kur’an “zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur “der.Yani dinimiz imanımız bize tevazu kazandırmıyorsa Bakara 93’de dediği gibi “De ki: “Eğer inanıyorsanız, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor!” ise sahibine hiçbir fayda vermez…”

Hutbeyi dinlemek için: https://www.youtube.com/user/insanadair
https://www.facebook.com/mustafaislamoglu/

Benzer Yazılar

Cevap Yaz

*

*