AKABE VAKFI’NDAN BASIN AÇIKLAMASI

Son günlerde bazı basın yayın organlarında, şahsım ve temsil ettiğim kurum olan Akabe Vakfımızın da aralarında bulunduğu geniş bir kitlenin telefonlarının dinlendiği iddiaları yer almıştır. Vakfımızın da santral telefonlarının, gönüllüsünden, yöneticisinden, şoförüne çaycısına kadar birçok müntesibimizin aralarında bulunduğu bu dinlemeler, apaçık bir hak ihlali ve özel hayatın mahremiyetine müdahaledir.

Hedefe konan isimleri dinlemek için uydurulan sözde örgüt de hayali bir gerekçeden ibarettir. Birbirleriyle alakasız ve hiç görüşmemiş, bir araya gelmemiş çok sayıda kişi ve kurumun iletişimlerinin soruşturulması ve aynı gerekçeye dayandırılması bunun apaçık bir delilidir.

Haksızlık ve hukuksuzluğu takipsiz ve cezasız bırakmak suçu meşrulaştırmak anlamına gelir ki, bu da haklı ve mağdur insanlara yapılacak bir başka zulümdür. Yapılan bu hukuksuz uygulama, haneye tecavüzdür, hatta kişinin onur ve haysiyetine yapılan bir saldırıdır. İnsan onurunu korumak ise başta her bir insanın kendisinin, daha sonra ise devletin en asıl ve asil görevidir.

Bu çerçevede kayıt altına alınmış bulunan dinlemelerin neler olduğu, tarafıma ve diğer mağdurlara bildirilmeli, hangi amaçla dinlendiği, ne zamandan beri bilgilerin depolandığı, bu dinlemelerin bugüne kadar nerelerde ve hangi amaçlar için kullanıldığı, bütün açıklığı ile kamuoyuna duyurulmalıdır. Acilen kamu vicdanını rahatlatacak bir açıklama ve gerekli soruşturma başlatılmalıdır. Yine tamamen hukuka aykırı bir delil toplama, daha doğrusu üzerinde montaj yapmaya açık delil üretme yöntemi olan bu gibi dinlemelerin, bir an önce yasal delil olma statüsünden de çıkarılması gerekir.

Dini duyarlılık iddiası bulunan paralel yapının bu dinlemeleri yaptığı iddiası da mutlaka en kısa zamanda açıklığa kavuşturulmalı ve suçlular teşhir edilmelidir.

Daha önemlisi bu kadar uyduruk bir gerekçe ile dinleme izninin alınabilmesi, hayali bir örgüt iddiası ile binlerce insanın teknik takibe alınması, başlı başına bir hukuk skandalıdır ve mutlaka bu düzenleme gözden geçirilerek benzer hukuksuzluğun önü kesilmelidir.

Paralel yapının dini iddiaları ve hassasiyetleri dikkate alındığında, tecessüs denen ve kişinin özel hayatına, mahrem alanına müdahale olarak ifade edebileceğimiz gayrı ahlaki durumlar, apaçık bir şekilde Kur’an ve Hz. Peygamber’in uygulamaları ile şiddetle reddedilmiş ve yasaklanmıştır. Dini kimlikle böylesi haksızlığa ve hukuksuzluğa tevessül etmek daha büyük bir cinayettir ve İslami değerlerimize karşı saygısızlıktır, ayrıca tam bir insanlık suçudur.

Konunun araştırılması, ilgili suçların ortaya çıkarılması aciliyet kazanmıştır.

Sonuç olarak birçok saygın ismi de ihtiva eden bu ahlaksız ve hukuksuz dinlemeleri protesto ediyor tekerrür etmemesi ve caydırıcı olması için suç duyurusunda bulunuyoruz.

26 Åžubat 2014

Nasuhi Günay

Akabe Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

Benzer Yazılar

Cevap Yaz

*

*